Halil Kut Paşa

Halil Kut Paşa, Mirliva (Tuğgeneral), Komutan, Milli Kahraman, Kut’ül Ammare Kahramanı (D. 1882, İstanbul – Ö. 20 Ağustos 1957, İstanbul). Enver Paşa’nın kendisinden bir yaş küçük amcasıdır. 1934 yılında Soyadı Kanunu’nun çıkmasından sonra Mustafa Kemal Atatürk tarafından Kütülammare Zaferi nedeniyle “Kut” soyadı verildi.

Harp Akademisi’nde Mustafa Kemal ile sınıf arkadaşıydı. 1905 yılında Harp Akademisi’nden Mümtaz Yüzbaşı rütbesiyle mezun oldu. İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin 117 (17) numaralı üyesi oldu. II. Meşrutiyet ve 31 Mart İsyanı arası dönemde İran’daki hürriyet hareketine desteğe gönderildi. 23 Ocak 1913 tarihindeki Bâb-ı Âli Baskını’ndan sonra İstanbul Merkez Komutanlığı’na atandı.

Tümgeneral Charles Vere Ferrers Townshend komutasındaki İngiliz 6. Poona Tümeni (Hint Tümeni) Bağdat’a ilerlemeye çalışırken 22-23 Kasım 1915 tarihlerinde Selman-ı Pak Muharebesi’ni kaybederek geri çekildi ve 3 Aralık’ta Kut’ül Ammare kasabasına sığındı. İngilizler Kut’u ele geçirmek için General Aylmer komutasındaki Tigris (Dicle) Kolordusuyla hücuma geçtiyse de 6 Ocak 1916 tarihinde Şeyh Saad Muharebesi’nde 4000 askerini kaybederek geri çekildi. Kafkasya Cephesi’nden kolordusuyla beraber Irak Cephesi’ne takviyeye gelen Halil Bey, bu muharebede geri çekilme emrini veren Miralay Nurettin Bey’in yerine 9. Kolordu Komutanı olarak atandı.

Halil KUT

Komutasındaki 9. Kolordu ile İngiliz kuvvetlerine 13 Ocak 1916 tarihinde Vadi Muharebesi’nde 1600, 21 Ocak tarihinde de Hanna Muharebesi’nde 2700 personeli kaybederek geri püskürtüldü. İngilizler Mart başında tekrar taarruza geçti. Ancak 8 Mart 1916 tarihinde Sabis mevkiinde Miralay Ali İhsan Bey komutasındaki 13. Kolordu’ya hücum ettiyse de 3500 asker zayiat vererek geri çekildi. Bu yenilgiden dolayı General Aylmer azledilerek yerine General Gorringe getirildi.

Halil KUT

Kutü’l-Ammare Savaşları

19 Nisan 1916 tarihinde Müşir Colmar von der Goltz Paşa, Bağdat’ta bulunan karargâhında tifüsten ölünce, genç yaşta olmasına rağmen Mirliva Halil Paşa 6. Ordu komutanlığına atandı.

29 Nisan 1916 tarihinde Irak Cephesi’nde Kut’ül Ammare kasabasında General Charles Townshend komutasındaki İngiliz ordularını esir aldı. İngiliz General, Kut’ta yaşanan açlıktan dolayı diğer 4 general, 481 subay ve 13100 er ile birlikte teslim oldu.

Irak Ordusu Komutanı Halil Paşa’nın, Kut’ül-Ammare zaferinden sonra 6. Orduya yayınladığı mesaj şöyledir:

 Arslanlar! Bütün Osmanlılara şeref ve şan, İngilizlere kara meydan olan şu kızgın toprağın güneşli semasında şehitlerimizin ruhları sevinçle gülerek uçarken, ben de hepinizin pak alınlarından öperek cümlenizi tebrik ediyorum. Ordum gerek Kut karşısında ve gerekse Kut’u kurtarmaya gelen ordular karşısında 350 subay ve 10 bin erini şehit vermiştir. Fakat buna karşılık bugün Kut’ta 13 general, 481 subay ve 13 bin 300 er teslim alıyorum. Bu teslim aldığımız orduyu kurtarmaya gelen İngiliz kuvvetleri de 30 bin zayiat vererek geri dönmüşlerdir. Şu iki farka bakılınca, cihanı hayretlere düşürecek kadar büyük bir fark görülür. Tarih bu olayı yazmak için kelime bulmakta müşkülata uğrayacaktır. İşte Osmanlı sebatının İngiliz inadını kırdığı birinci zaferi Çanakkale’de, ikinci zaferi burada görüyoruz.      

İngilizlerin uğradığı bu hezimet, İngiliz tarihçi James Morris, Kut’un kaybını Britanya (İngiltere) askeri tarihindeki en aşağılık şartlı teslimi olarak tanımladı.

Halil Paşa, Kut’un alınmasından sonra Irak askerî valiliğine getirildi.

İngiliz birlikleri 1917 yılı başında askeri yığınaklarını tamamlayıp taarruza geçtiler. Harbiye Nazırı Enver Paşa Halil Paşa’nın birliklerinin bir kısmını İran cephesine kaydırılmasını emretmişti. 11 Mart 1917 tarihinde General Maude yönetimindeki İngiliz birlikleri Bağdat’a girerken, Halil Paşa’nın komutasındaki Osmanlı askerleri Bağdat’ı boşaltmak zorunda kaldı.

Kafkas İslam Ordusu

1917 yılında Ekim Devrimi’nin ardından anti Bolşevik  Rusların zayıflamasından yararlanmak için kurulan, yeğeni Nuri Paşa komutasındaki Kafkas İslam Ordusu’nun ileri harekâtına katıldı ve Azerbaycan’ın başkenti Bakü‘ye girdi.

Mütareke – Kurtuluş Savaşı – Cumhuriyet Dönemi

Mütareke’nin imzalanması sonrasında Ermenistan’a büyükelçi olarak atanmasına rağmen, yoldan geri döndürülerek İstanbul’a getirildi. Daha sonra İtilaf kuvvetleri tarafından Bekirağa Bölüğü’ne hapsedildiyse de buradan kaçarak Anadolu’ya geçti.

Anadolu’da Türk Kurtuluş Savaşı’nın başlaması üzerine o sırada Sivas’ta bulunan Mustafa Kemal Paşa ile buluştu. Mustafa Kemal Paşa tarafından Sovyetler Birliği’nin Millî Mücadele’ye desteğini sağlamakla görevlendirildi. Moskova’ya giderek Sovyet liderleriyle görüştü ve daha sonra Sovyet yönetimi tarafından TBMM Hükümeti’ne gönderilen külçe altınları ve silahları getirdi.

Daha sonra Türkiye’de kalmasına izin verilmeyince, önce Moskova’ya, Enver Paşa’nın Türkistan’da Sovyet yönetimine karşı savaş başlatması üzerine de 1922 yılında Berlin’e gitti.

Cumhuriyetin kurulmasından sonra hükûmetin verdiği özel izinle Türkiye’ye dönen Kut, 1957’de İstanbul’da gırtlak kanserinden dolayı yaşamını yitirdi.